Bağatur yazısında, "Memleketimin ünvanını alarak şovmenlikten başka hiçbir işe yaramayan İstanbul'daki Bitlis Dernek başkanlarından utanç duyuyorum!" diyerek yazının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Hemşerilerinin mağduriyetini gidermek varsa sorunlarını çözmek veya çözümleme yolunda devletin sosyal kurumları ile ilişki kurarak mağduriyet içerisinde olan hemşerilerimizin sorunlarını gidermek yerine bağlı bulundukları ilçelerin belediye başkanları ile ve kaymakamları ile fotoğraf çekip bunun gösterişini yapmak peşinde olan, çeşitli siyasi partilerle poz vermek, böylece ne kadar kıymetli ve değerli olduklarını şöhretini cebe indirmek peşinde olan Bitlis Dernek başkanları söz konusu mağdur olmuş sosyal desteğe muhtaç olan hemşerileri olunca hepsi ölü taklidi yapıyor. telefonlarına ulaşamıyoruz veya ulaşmak istediklerimize aracı dostların aman Sana telefonunu verelim ama bizden aldığını söyleme diye telkin alıyoruz.
Sultanbeyli'de mağduriyet yaşayan%72 engelli çalışamaz durumda bir hemşerimizin sıkıntısı iki gün önce bana ulaştı kirasını ödeyemediği için savcılık kararıyla dün evi boşaltıldı. Sağ olsun Sultanbeyli Belediyesi yetkililerini aradığımda eşyalarını belediyenin deposuna aldıklarını ve aileyi de Sultanbeyli'de bir otele yerleştirdiklerini öğrendim. İki gündür aradığım STK başkanları ise ölü taklidi yaptı veya telefona bakmadılar. Ulaşmak istediklerimde ise bazı dostlar boşuna aramamı mı söylediler. Elbet devran döner. Gün gelir, siz dernek başkanları şöhret peşine koştuğunuz zamanları; ve kazandığınız o şöhretinizi de gırtlağınıza tıkayacak birileri de çıkar elbet.
Not: "Veli Köse" başkanı istisna
olarak ayırıyorum, kendisi telefonuma bakıp aileye yardımcı olacağını söyledi.
Alt Not: Keskin bir eleştiri yaptığımı düşünen arkadaşlara cevaben: "Her şeyin bir belagat'ı vardır. Fikirlerin ve kelimelerin de bir belagat'ı vardır. Dolayısıyla kelimelerin kendisine alan bulabilmesi adına bazen yumuşak, bazen keskin, bazen de sert yazmak gerekir."
SON YAZILAR