"NİÇİN SULTANBEYLİ'Yİ ŞEYTANLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR?"

Bugün size öyle bir dosya anlatacağım ki, bu dosya Amerika'da değil, Hindistan'da değil, İstanbul'un göbeğinde Sultanbeyli'de yaşanan bir olay. Dinleyince kahrolacaksınız, öfkeleneceksiniz, isyan edeceksiniz! Öyle diyor Halk TV'nin lümpen ve popüler olmaya çalışan gazetecisi "Seyhan Avşar". Başlığını da Halk TV genel yayın yönetmeni belirlemiş. Seyhan Avşar'a göre bu çok doğru ve yerinde bir başlıkmış!

İSTANBUL'UN GÖBEĞİNDE MAHALLELİ KUYRUĞA GİRMİŞ.

Ne demekmiş bu diyecekmişiz diye de soruyor, Avşar Hanım...

Ben etik ve ahlak gereği mahkemesi devam eden bu konunun içeriğine girmeyeceğim, ancak Seyhan Avşar'ın bu videosunu ve nasıl bir manipülasyon yaptığını isteyenler kendileri izleyebilirler. HALK TV ve onun Seyhan Avşar gilleri ve bunların topunun ağababalarının 35 yıldır Sultanbeyli'yi istiskal etme çabaları bitmek bilmedi!

Sırasıyla kimlerin neden Sultanbeyli'ye bu kadar saldırdığını kısaca özetleyelim... İstanbul'un hemen her yerinde o dönemlerde büyük bir göç furyası vardı ve İstanbul'un her tarafında kaçak yapılar zirve yapmıştı. Yıl 1989, Bedrettin Dalan İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait tüm dozerlerini Samandıra'da bekletiyor. "Bu benim siyasi hayatıma mal olsa bile Sultanbeyli'yi yerle bir edeceğim" demişti. Neden İstanbul'un diğer semtleri değil de özellikle Sultanbeyli'yi yıkmak istiyordu? Bedrettin Dalan seçimi kaybetti. Böylece Sultanbeyli'yi yıkma hayali boşa çıktı.

Bedrettin Dalan'ı Sultanbeyli'yi yıkması için gönderen güç bu sefer Uğur Dündar'ı devreye soktu. 1990 yılında Uğur Dündar, yine İstanbul'un her tarafında kaçak yapılar ve kaçak binalar varken, Sultanbeyli'ye gelmiş ve özellikle Sultanbeyli insanını sanki bir barbar, yobaz, geri kafalı, yağlı çember sakallıların İstanbul'a gelip kaçak bina yaptıkları senaryosunu hazırlayıp Sultanbeyli'yi şeytanlaştırmaya çalışmıştı. Ancak o da başaramadı!

 

Yıl 1996, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı olayını eskiler bilir. 28 Şubat'çıların tertiplediği bu düzenek, daha öncesinde Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak'a tuzak olarak kurulmuştu. Fadime Şahin, Sultanbeyli'de Fatih Mahallesi'nde oturuyordu, babası Sultanbeyli merkez camii'nin önünde tespih satıyordu. Hepimiz tanırdık onları. Fadime Şahin önce Ali Nabi Koçak'a gönderilir ancak Ali Nabi Koçak işi anlar ve Fadime Şahin'le görüşmez. Böylece bu güç, Fadime Şahin'i Ali Kalkancı'ya ve Müslüm Gündüz'e yönlendirir. Sultanbeyli'yi şeytanlaştırma teşebbüsü başarılı olmaz ve 28 Şubat'çılar yönünü Sultanbeyli'den çevirerek Ankara'nın Sincan ilçesini hedef alarak yaptılar.

1997'de Doğu Silahçıoğlu, "Atatürk'ün mozolesini yapacağım, bana yer gösterin" diye dönemin belediye başkanı Ali Nabi Koçak'a bildirdi. Ali Nabi Koçak, şimdiki Kaymakamlık olan Hükümet Binası'nın önünde yer tahsis eder. Ancak Doğu Silahçıoğlu, Sultanbeyli'yi tam bir Atatürk düşmanı göstermek için bunu kabul etmez ve şu anda merkezde Atatürk'ün mozolesinin az ilerisinde bir yeri cadde bulvarını yıkarak büyük bir kaos çıkararak oraya diker. O dönemi bizzat gözlerimle ve kulaklarımla gördüm, duydum. Hepimizin yedi ceddine küfür etti! Doğu Silahçıoğlu'nun bu durumun daha sonradan 28 Şubat kararları için hazırlandığı ve Sultanbeyli'yi şeytanlaştırmaya çalıştıkları anlaşılmıştır.

Irili ufaklı Sultanbeyli'yi şeytanlaştırma teşebbüsleri oldu. Aslında bu konu ile ilgili bir kitap bile yazılabilir. Yazıyı uzatmamak adına bu kadar örnek yeterlidir zannedersem. Gelelim günümüze... Hepinizin malumu, son dönemde Sultanbeyli üzerinde tekrar bir tezgah mı kuruluyor diye düşünmekten kendimi alamadım. Yine Sultanbeyli'yi şeytanlaştırma çabası... Halk TV ve onun muhabiri Seyhan Avşar'ın Sultanbeyli'yi işaret ederek "Bir mahalleli tecavüz için sıraya girdi" başlığını koyması, Sultanbeyli'yi ve Sultanbeyli halkını şeytanlaştırma çabası değil de nedir?

10 yılı aşkındır süren bu taciz veya tecavüz iddiasıyla açılmış dava doğrudur, yanlıştır, hangi taraf haklıdır ya da haksızdır, yargılamak ve ceza kesmek gazetecilerin işi değil yargının konusudur.

Av. Gülsün Doygun’un Cumhurbaşkanı’nın sosyal medya paylaşımlarını beğenmiş olması, Sultanbeyli'de olması sosyal medyada linç edilmek istenmesi ve Sultanbeyli’nin hedef gösterilmesi, 28 şubatçı tıynet'in algı operasyonlarının bir parçasıdır. vesselam...!

"Dediğim gibi mahkeme süreci ne beni ne de Sultanbeyli'yi şeytanlaştırmaya çalışan Seyhan Avşar'ı ve onun genel yayın yönetmenini ilgilendirmez. Diyelim ki Seyhan Avşar ve onun büyük abileri duygusal olarak böyle bir vakayı anlatmak istiyorlar. İstanbul'un hemen 39 ilçesinde Google'a yazarsanız benzer davalar söz konusudur. Örneğin Kadıköy'de, Beşiktaş'ta ve İstanbul'un birçok elit ilçelerinde benzer vakalar ve davalar mevcuttur.

Şimdi Halk TV'ye ve türevlerine ve Seyhan Avşar'a soruyorum: İstanbul'un birçok ilçesinde benzer vakalar, benzer davalar varken neden Sultanbeyli'ye saldırıyorsunuz!? Hiç kuşkunuz olmasın, neden sizin ve ağababalarınızın Sultanbeyli'ye saldırdığını bir gün mutlaka ama mutlaka yazacağım...!

İlyas BAĞATUR

 

GÜNDEM

DÜNYA